Lorenzo'nun
Yağı(Lorenzo's Oil) Film İncelemesi
Lorenzo'nun Yağı 1992 yapımı bir dram filmi olup, George Miller tarafından yönetilmiştir. Yaşanmış bir öyküden alınan
film; Augusto Odone ve Michaela Odone adlı anne babanın, amansız bir hastalık
olan ADL'ye (adrenolökodistrofi) yakalanan oğulları Lorenzo Odone'yi ölümden kurtarma
çabalarını anlatır. Tıp konusunda hiçbir eğitimleri olmayan Lorenzo'nun anne ve
babası, çocuklarına ADL hastalığı teşhisi konması ve iki - üç yıl ömür
biçildiğini öğrenmeleri sonucunda, bu hastalığa karşı bir mücadeleye
girişirler.
Felç, körlük ve konuşamama ile başlayan hastalığın ölümle sonuçlanması
kaçınılmazdır. Baba Augusto, sabahlara kadar kütüphanelerde, hastalıkla ilgili
bulduğu makaleleri okuyarak bilgi edinmeye çalışır. Bu araştırma sonunda
beyindeki zararın kandaki tehlikeli yağ
asitlerinden kaynaklandığını
keşfeder. Bu yağ asitlerini yok etmektedir. Bu konuyla ilgili tüm uzmanları
toplayarak bir panel düzenler. Tıp profesörlerinin bulamadığı sonuca, erişmiş
olması ilgi çeker ve destek bulur. Bir yıldan az bir sürede eşi Michaela'nın da
yardımlarıyla hastalığa çözüm bularak Lorenzo'yu ölümden kurtarır. Karı-kocanın
verdikleri mücadele, kararlılığın öyküsünü anlatıyor. Nick Nolte ve Susan
Sarandon'un güçlü oyunculuklarına, Peter Ustinov gibi usta bir isim eşlik
ediyor.
Bir özel eğitim öğretmeni gözünden
değerlendirildiğinde, en önemli nokta ailenin yaşadığı psikolojik durum ve
savaştır. Burada hem ebeveyn beklentilerine karşı hem de çocuklarının
hastalığıyla verdikleri savaş göz önüne çıkmaktadır. Ailelerin çocuklarının
engelli olduklarını öğrendikleri (doğumdan önce- sonra, farklı etkenler
sebepleriyle) anda birçok aşamadan geçmekte ve bu durumu kabul etmekte oldukça
zorlanmakta , adeta bir yıkım yaşamaktadırlar. Lorenzo’nun sonradan engelli
olması çocuklarına karşı beklenti içinde yaşayan ailenin, hayal kırıklığı
yaşamasına neden olmuştur. Fakat aile
burada şok, inkar aşamalarını çabuk geçerek kabul aşamasına gelmiş ve
çocuklarının ileriki yaşamlarında daha rahat edebilmesi için tıbbi bir başarıya
imza atarak emsal olmuşlardır. Buradaki emsal ailelerin isterlerse 2-3 yıl ömür
biçilen bir çocuğa 30 yaşına kadar yaşamasını sağlayacak kadar ömür
sunabilmeleri için umut olmalarıdır. Üstelik hastalık ilerlemeden.. Aslında
tıbbi hiçbir başarısı olmayan ailenin çocuklarındaki felç, körlük gibi bedensel
bozuklukların rehabilite edilebilmeleri adına verdikleri bu savaş dünyada büyük
yankı getirmeye yetmiştir. Burada ikinci değinilecek şey Lorenzo’da meydana
gelen çoklu bozuklukların gelişimsel geriliğe neden olmasıdır. Lorenzo gibi
bireylerde, çok engellilik zekayı ve soyut düşünmeyi ciddi derecede
engellemekte ve eğitimleri de o denli farklı desenlenmektedir. Yürüyememesi,
konuşamaması onu aynı zamanda sosyal olarak ta çok fazla etkilemektedir. Bu
açıdan bakıldığında, Lorenzo ailesi sayesinde gelişimsel olarak en iyi işlevsel
seviyelere gelebilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder