24 Mayıs 2018 Perşembe

Lorenzo'nun Yağı(Lorenzo's Oil) Film İncelemesi





Lorenzo'nun Yağı 1992 yapımı bir dram filmi olup, George Miller tarafından yönetilmiştir. Yaşanmış bir öyküden alınan film; Augusto Odone ve Michaela Odone adlı anne babanın, amansız bir hastalık olan ADL'ye (adrenolökodistrofi) yakalanan oğulları Lorenzo Odone'yi ölümden kurtarma çabalarını anlatır. Tıp konusunda hiçbir eğitimleri olmayan Lorenzo'nun anne ve babası, çocuklarına ADL hastalığı teşhisi konması ve iki - üç yıl ömür biçildiğini öğrenmeleri sonucunda, bu hastalığa karşı bir mücadeleye girişirler.

 Felç, körlük ve konuşamama ile başlayan hastalığın ölümle sonuçlanması kaçınılmazdır. Baba Augusto, sabahlara kadar kütüphanelerde, hastalıkla ilgili bulduğu makaleleri okuyarak bilgi edinmeye çalışır. Bu araştırma sonunda beyindeki zararın kandaki tehlikeli yağ asitlerinden kaynaklandığını keşfeder. Bu yağ asitlerini yok etmektedir. Bu konuyla ilgili tüm uzmanları toplayarak bir panel düzenler. Tıp profesörlerinin bulamadığı sonuca, erişmiş olması ilgi çeker ve destek bulur. Bir yıldan az bir sürede eşi Michaela'nın da yardımlarıyla hastalığa çözüm bularak Lorenzo'yu ölümden kurtarır. Karı-kocanın verdikleri mücadele, kararlılığın öyküsünü anlatıyor. Nick Nolte ve Susan Sarandon'un güçlü oyunculuklarına, Peter Ustinov gibi usta bir isim eşlik ediyor.

Bir özel eğitim öğretmeni gözünden değerlendirildiğinde, en önemli nokta ailenin yaşadığı psikolojik durum ve savaştır. Burada hem ebeveyn beklentilerine karşı hem de çocuklarının hastalığıyla verdikleri savaş göz önüne çıkmaktadır. Ailelerin çocuklarının engelli olduklarını öğrendikleri (doğumdan önce- sonra, farklı etkenler sebepleriyle) anda birçok aşamadan geçmekte ve bu durumu kabul etmekte oldukça zorlanmakta , adeta bir yıkım yaşamaktadırlar. Lorenzo’nun sonradan engelli olması çocuklarına karşı beklenti içinde yaşayan ailenin, hayal kırıklığı yaşamasına neden olmuştur.  Fakat aile burada şok, inkar aşamalarını çabuk geçerek kabul aşamasına gelmiş ve çocuklarının ileriki yaşamlarında daha rahat edebilmesi için tıbbi bir başarıya imza atarak emsal olmuşlardır. Buradaki emsal ailelerin isterlerse 2-3 yıl ömür biçilen bir çocuğa 30 yaşına kadar yaşamasını sağlayacak kadar ömür sunabilmeleri için umut olmalarıdır. Üstelik hastalık ilerlemeden.. Aslında tıbbi hiçbir başarısı olmayan ailenin çocuklarındaki felç, körlük gibi bedensel bozuklukların rehabilite edilebilmeleri adına verdikleri bu savaş dünyada büyük yankı getirmeye yetmiştir. Burada ikinci değinilecek şey Lorenzo’da meydana gelen çoklu bozuklukların gelişimsel geriliğe neden olmasıdır. Lorenzo gibi bireylerde, çok engellilik zekayı ve soyut düşünmeyi ciddi derecede engellemekte ve eğitimleri de o denli farklı desenlenmektedir. Yürüyememesi, konuşamaması onu aynı zamanda sosyal olarak ta çok fazla etkilemektedir. Bu açıdan bakıldığında, Lorenzo ailesi sayesinde gelişimsel olarak en iyi işlevsel seviyelere gelebilmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder